Benliğin Seviyeleri / Frederick Dodson / Türkçe Çeviri
…..BENLİK SEVİYELERİ…..
Frederick Dodson
Yaklaşık 10 sene önce,
“Levels of Energy / Enerji Seviyeleri” kitabımı yayınladım ve bu “Levels of Self / Benlik Seviyeleri”
konusunda anlatacaklarım da, bunun üzerine..
Bunlar, benliğin aydınlanma yolunda ilerlediği, ego benliğinin ötesine geçtiği aşamalardır / basamaklardır.
Bireyselliğin ötesine değil,ruhun ötesine değil, sadece ego benliğinin ötesine..
Yani, en ilkel düzeydeyken,benim “KAYBEDİLEN BEN” veya “REAKTİF BEN”
olarak adlandırdığım,
olduğu gibi ”hayatta kalma” temelli,mücadeleye olduğu gibi
duygusal tepki veren, bir benliğe sahipsiniz.
Ve siz bu seviyede olduğunuzda,odağınız çoğunlukla fiziksel istekleriniz ve ihtiyaçlarınızdadır.
Sizin ana odak noktalarınız,yeme, içme, uyuma, konuşma, hayatta kalma, vs. gibi şeylerdedir.
Şimdi burada, yemek yemekte, uyumakta herhangi yanlış bir şey yok, ama sadece yaşamın ana noktası bu seviyededir.
Yani, diyelim ki, birisiyle birlikte akşam yemeği yemek için bir araya geliyorsunuz
ve sonra bu durum, o kişi ile iletişim kurmaktan, ya da o kişi ile birlikte olmaktan çıkıyor.
Olay, yemeğin kendisi haline geliyor.
Akşam yemeği için bir araya gelmenin ana noktası bu. Fiziksel yemeğin kendisi.
Bu düşük bilinç seviyelerindeyken, enerji alanınızda, çakralarınızda, vücudunuzda; utanç, suçluluk, kıskançlık, çekememezlik vardır,
Sizden daha başarılı bulduğunuz insanlara duyduğunuz haset hissi size çok kolayca giriş yapar.
Korku vardır, açgözlülük vardır,
cahillik/bilgisizlik vardır.
Dikkat, genellikle “geçmişte” neler olduğunu hatırlamadadır.
Ve bu seviyedeki kişi, nadiren “şimdi”dedir. Ve bu arada,
geçmişteki hatıraların tekrar etmelerinin tek nedeni, şu an olduğunuzdan daha fazla
“ANDA” bulunduğunuz bir zamanda olmalarıdır.
Bu da aynı zamanda şunu gösterebilir ki; hatırlamakta olduğunuz çok pozitif ya da çok negatif her ne olduysa,
şu anda olandan çok daha ilginçti sizin için. Yani, eğer şu anda olan şey sizin için yeterince ilginç olsaydı,
eğer şu an olan şeyle ilgili yeteri kadar tutku hissediyor olsaydınız, geçmişin bu tekrar döngülerinde kayboluyor olmayacaktınız.
Bu bilinç düzeyinde, bağımlılığa daha yatkınsınızdır, sağlıksızlığa daha yatkınsınızdır, işsizliğe daha yatkınsınızdır..
Yani işsizlik, sağlıksızlık, uyuşturucu bağımlılığı ve benzeri konular, ilgili negatif duygularla birlikte geliyor.
Ve bu demek değil ki, sadece tek bir şey diğerlerine sebep oluyor; hepsi de bu belirli enerji alanı ile birlikte geliyorlar.
Tıpkı, anda olmanın, coşkulu ve tutkulu olmanın, diğer farklı bir enerji alanında birlikte gidiyor olmaları gibi..
Dolayısıyla, bu bilinç düzeyi, arzuların ve ihtiyaçların karşılanmasını sağlamakla meşgul olduğu için, istek ve ihtiyaçlarınızı durdurmak istemezsiniz,
çünkü bu seviye ile bu şekilde baş edersiniz.
Sadece istek ve ihtiyaçlarınız olduğu için bile, kendinizi suçlu hissedersiniz.
İhtiyaç ve isteklerinizi özgürce ifade etmek istersiniz.
Siz bilinçli olarak sınırları belirlemek istersiniz ve mağduriyet bilincini bırakıp, size olanın bir tesadüf olduğunu varsaymayı durdurmak istersiniz.
İşte ben de koçlukta bununla çok karşılaşıyorum.
Koçluk için bana gelen pek çok insanın bu seviyede cepleri var, aslında insanlığın çoğunun bu seviyede cepleri var.
İnsanlık, bizim düşünme eğiliminde olduğumuz kadar yüksek bir bilinçte değildir.
Ve başlarına gelenler, sanki olduğu gibi tesadüfmüş gibi hareket ederler.
Kararları ve eylemleri vasıtasıyla duygusal olarak ortaya koydukları ile, geriye aldıkları şeyler arasındaki ilişkiyi görmezler.
Böylece derler ki; “Peki, şöyle şöyle bir sıkıntım var”,veya “Şu şu sıkıntım hala ortaya çıkmaya devam ediyor.”,
veya “Fred, ben şunu şunu yapmaya hala devam ediyorum!”. Ve mantıklı bir bilinç düzeyinde verebileceğiniz cevap;
“Peki, o halde neden yapmayı bırakmıyorsun?” olacaktır.
“E bırak o zaman?”
Ancak bu seviyede, bu işlemez.
Bunu yapanın aslında KENDİNİZ olduğunun farkına varacak kadar kişisel farkındalığınız veya sorumluluğunuz yoktur.
“Şunu şunu yapmaya devam ediyorum.”
Bunu yapmaya devam etmiyorsunuz, “BUNU YAPMAYA DEVAM ETMENİN” kararında durmaya devam ediyorsunuz.
Ve eğer ”bunu yapmayı durdurmaya” karar vermiş olsaydınız, zaten artık yapmıyor olurdunuz..
Ben de böylece bunu “KAYIP BENLİK” olarak adlandırdım.
Bu “KAYIP BENLİK” seviyesindeki kişi, kimin seçim yaptığının ve karar verdiğinin farkında bile değildir.
Bir seviye yukarı çıktığımızda “REAKTİF BENLİK” dediğim seviye ile karşılaşıyoruz.
Ve biliyorum, bir önceki seviyeye de “REAKTİF BENLİK” dedim, bunun farkındayım.
Çünkü her iki seviye de, temelde reaktif.
Sadece “KAYIP BENLİK” çok daha fazla reaktif.
Ve burada, genel bir mutsuzluk hissi var, suçlama var..
Her zaman suçlayacak birilerini aramak.
Başkalarını suçlamak, kendini suçlamak, çok fazla düşmanlık,
çok fazla tedirginlik ve belirsizlik, çok fazla gizli niyet var,
herşeyi fazlasıyla düşünmek, herşeyi gereksiz fazlalıkta analiz etmek,
olanları umutsuzca kontrol etmeye ve fazlasıyla kavramaya çalışmak var.
Çünkü bu seviye, kendini yaşam tarafından boğulmuş hisseder.
Herşey çok fazladır.
Herşey dağınıktır, hayatında düzen yoktur.
Yapılması gereken çok şey vardır..
Tutarsızlıklar artmaya devam ediyordur ve işler hiçbir zaman tamamlanamayacakmış gibi görünüyordur.
Bu genel durumdaki insanlar,genellikle sürekli bir anlaşmazlık içindedirler.
Her zaman bir şekilde haklı olmak isterler.
Ve eğer her zaman haklıysanız, nasıl gelişebilirsiniz ?
Her zaman haklı olduğunuz konusunda ısrarcıysanız, nasıl gelişebilirsiniz ki ?
Çünkü, her zaman haklı olmak, gelişebileceğiniz hiç bir şey yok anlamına gelir.
Her şeyi biliyorsunuzdur ve her şeyin de en iyisini biliyorsunuzdur, bu kadar.
Dolayısıyla, bu bilinç aralığında, ana odak yine yemek üzerine, barınma üzerinedir.
Çünkü, hayatta kalma temelli olduğu için, bir ev edinmesi gerekiyor, bir evinin olması çok çok önemli,
Çünkü bu, stabil olmayan bir durumdur. Ve eğer stabil biri değilseniz, istikrarsızsanız,
bir ev istersiniz,emniyet istersiniz, güvenlik istersiniz.
Ve bu arada bu gayet de normal. Güvenlik isteyen, ev isteyen, her şeyin aynı olmasını isteyen insanları etiketlemiyorum.
Emniyetinizi ve güvenliğinizi sağlamak, bu seviyeyi aşmakta size yardımcı olacaktır.
“Aptal insanlar” olarak adlandırılan insanlara çok fazla odak vardır.
Ve “Aptal insanlar yoktur” demiyorum, oldukça da fazla vardır.
Ama bu seviyede, siz aptal insanların varlığıyla sürekli meşgulsünüzdür.
Onları her yerde görüyorsunuzdur.
“O aptal”, “Onlar aptal”,
“Şu medeniyet aptal”,
“Şu insanlar aptal”, “ailem aptal”,
kendi kültürünüzdeki insanlar aptaldır, herkes aptaldır ve neden aptal oldukları ile ilgili her zaman bir gerekçeniz vardır.
Komşular aptaldır. Bu seviyede olduğunuzda, bu konu başlı başına bir meşguliyettir.
Ve daha yüksek bilinç seviyelerinde ise,bu sizin temel kaygınız değildir.
Yani gerçekten bunu umursamazsınız, sadece yaşarsınız ve yaşamalarına izin verirsiniz.
Ve bu yine etrafta aptal insanların olmadığı anlamına gelmiyordur, ama kimin umurunda.
Sizinle veya hayatınızla bir ilgisi olmak zorunda değildir.
Mahallelere, mahallenin şekline odaklanır mesela, ya da mağazalara ve alışverişe sarar kendini.
Demek istediğim, asıl anlamı alışveriş yapmak olan bir hayat ne kadar da sinir bozucudur.
Düşünsenize, ziyaret ettiğiniz her yeri, ne tarz mağazaları olduğu ile, ya da ne tarz AVM’leri olduğu ile
değerlendirir ve yargılarsınız.
Yani demek istediğim, ne kadar da sıkıcı bir hayat..
Sadece alışveriş ile meşgul olan bir insan, bana onun hayatta hiçbir tutkusunun olmadığını,
hiçbir amacının olmadığnı, hayatında kendi varoluşunun amacını bulamadığını gösterir.
Çünkü, eğer hayat amacınızı keşfetmiş olsaydınız, alışveriş yapmak, sizin sadece hızlıca yapacağınız
öylesine bir eylem olurdu.
Yani arada sırada bir şeye ihtiyaç duyduğunuzda yaptığınız bir şey olurdu.
onu hayatınızın temel amacı olarak kullanmazdınız.
Bu seviye, para kazanmaya odaklanır, ancak değere dayalı değil de,
çoğunlukla umutsuz ve hayatta kalma temelli bir şekilde.
Oysa daha yüksek bir seviyede para yapmak, değer karşılığının bir yan ürünüdür.
Bu alt seviyede, karşıdakinin kendinden daha üstün veya daha altta olup olmadığı ile ilgili, çok fazla odak vardır..
Çok fazla bir kıyaslama vardır.
“Ben şu insana göre daha üstünüm!”, ”Aman tanrım,
şu kişi bana göre daha üstün!” gibi..
Çünkü, size göre daha aşağıda olan bir çok insan görürseniz
ve buna çok fazla odaklanırsanız, eninde sonunda, sizin kendinizi yanında ondan daha aşağıda
hissedeceğiniz birisiyle karşılaşmak durumundasınızdır.
Ve yine de, kendi alanlarında üstün olan, belirli konularda çok iyi olan,
veya görünüm olarak üstün olan insanlar diye bir şey olmadığını söylemiyorum.
Asıl demek istediğim, bu meşguliyete, ihtiyacınız yok.
Bir sonraki seviyeye, “KUTUPLAŞMIŞ BENLİK” diyorum.
Ve bu seviyede ise, “doğru – yanlış” farkındalığının, önemli bir uyanışı vardır.
Burada, çok önemli olan “MUHAKEME YETENEĞİ” devreye giriyor.
Ve bunu bu şekilde sunmamın nedeni; bir çok insanın, bilinç seviyelerini atlayarak
doğrudan en yüksek bilinç seviyesini hedeflemesi, doğrudan ruhsal durumları ve aydınlanmayı hedeflemesi..
Oysa yaşam bu şekilde oluşmaz.
Gerçekte hayat bu şekilde çalışmaz.
Ve açıkçası, gözlemlediğim çoğu insan, bu şekilde başarısız oldu.
Çünkü onlar sadece ruhsal olanı hedef alarak, yaşamın temellerini atladılar.
Oysa hayat sadece manevi değil, aynı zamanda fizikseldir, aynı zamanda akıldır.
Aynı zamanda kalptir de,sadece ruh değildir..
Dolayısıyla asıl fikir, bütünsel bir olma halidir..
Her seviyeyi bütünleştiren,
her çakrayı bütünleştiren, her bir “BENLİK” seviyesini bütünleştiren bir olma halidir..
Ve muhakeme yeteneğini ve aynı zamanda, DOĞRU – YANLIŞ farkındalığını da içerir.
Bununla birlikte, bu seviyede sıkışıp kalındığında, “doğru – yanlış” ın aşırı bir vurgusu vardır,
ki bu da kişiyi çok büyük oranda yargılayıcı, katı, huysuz ve genellikle de aynı zamanda sıkılgan ve de sıkıcı yapar.
Dolayısıyla, ”sıkıcı olmak” ve ”sıkılgan olmak” birlikte yol alır.
Bir kişi bana ne kadar sıkıldığını sürekli söylemeye devam ediyorsa,
durumun, aslında kişinin KENDİSİNİN SIKICI olduğu gerçeğinden kaynaklanma ihtimali yüksektir.
Benim “POLARİZE/KUTUPLAŞMIŞ BENLİK” olarak isimlendirdiğim bu seviye,
güvenlik odaklıdır, erkek – kadın zıtlığına duyarlıdır, ”ÜSTÜN” olanın ve ”AŞAĞIDA”olanın farkındadır,
safların ve seviyelerin oldukça farkındadır.
Ve bu kutuplaşmış benlik, önceki seviyelere göre daha sabırlı ve daha akıllı olsa da, yine de hala oldukça sınırlı bir haldedir.
Ancak yine de, bu seviyeye ulaşmak için yukarıya doğru ilerlemelisiniz,
organizasyonun ve düzenin temellerini öğrenmelisiniz, çünkü bu bir çok tetiklenmeyi serbest bırakır..
Temizlik de bu seviyenin bir parçasıdır ve alt seviyelerin üstesinden bu şekilde gelirsiniz.
Siz de bilirsiniz, evinizi temizlediğinizde, hayatınızı temizlediğinizde ve eşyalarınızı bir araya getirdiğinizde,
daha iyi hissetmeye başlarsınız,
her şeyin daha bir kontrolünüzde olduğunu hissetmeye başlarsınız, daha az kurbanlık hissedersiniz.
Bu seviyedeyken, eğlence ararız, macera ararız, heyecan ararız, çünkü diğer türlü hayat sıkıcıdır,
odak noktası budur.
Yeni birşey ararız, özgür olmak isteriz.
Cesaretimiz eksiktir, o yüzden de cesaret ararız..
Ve cesaret, daha yüksek seviyelere geçmenin yoludur.
Bir kaç risk almak isteriz. Bu seviyedeyken, özgürlük arayışındayızdır, çünkü bizde yoktur.
Böylece, yaşamdaki durdurucu nokta, sıklıkla cesaret eksikliğidir.
Şunu veya bunu yapamayacağını söyleyen çok sayıda öğrencim var.
“Kültürüm bunu yasaklıyor.”
Ve “Yapmak istemediğim bu işi yapmak zorundayım, çünkü paradan dolayı işten ayrılmaya cesaretim yok.”..
Yani, bu cesaret eksikliği, bizi ilerlemekten alıkoyar.
Parasal özgürlük için, sistem dediğimiz şeyin köleliğine doğru götürür.
Bir sonraki ise, benim “DENGE BENLİK” dediğim seviye ve burada dünyaya karşı bir ilgi uyanışı var.
Başkalarına karşı güncel bir ilgi vardır.
Eğitime ve bilgiye odaklanmak vardır.
Ve genellikle zevkli ve tatlı ve arkadaşçadır, hayattaki olaylarla ilgili müteşekkirdir,
zorluklara rağmen ileriye doğru gitmeye isteklidir.
Bu seviyedeki biri, genellikle açık fikirlidir ve kendini yansıtma ve öz farkındalık yeteneğine sahiptir.
Ve hayatındaki kendi davranışları ve seçimleri ile ilgili düşünür.
Bu seviyede biraz bütünlük vardır.
Ve bu bütünlük, sadece toplumun neyin doğru neyin yanlış olduğuna dair fikirlerini baz almakla kalmaz,
aynı zamanda daha yüksek bir bütünlüktedir. Ruhuna sadıktır..
Yapmaya isteklidir, denemeye isteklidir, çalışmaya isteklidir, deneyimler edinmeye isteklidir ve yeni bir şeyler deneyimlemeye isteklidir.
Bu seviyede, iletişimseliz. Ve bunların tümü, sizin kendinizi daha önceki kurbanlık tutumlarınızdan çıkarmanız için olumlu özelliklerdir.
Daha fazla iletişim kurun, daha fazla etkileşim kurun, daha fazla deneyimleyin ve bunu yapmaya istekli olun.
Üstelik, daha yüksek seviyeler, ”YAPMAK” eylemi ilgili değil, ”KİM OLDUĞUNUZ”la ve nasıl hissettiğinizle ilgilidir.
Ama bu seviyede, ”YAPMAK” istersiniz.
Tüm bunlar, sizi bir eğitim almaya,bilgi edinmeye, şükran dolu olmaya yükseltebilir.
Bir seviye üstünde, “YARATICI BENLİK” var.
Ve burada, hayal gücünüzü uyandırıyorsunuz.
Önceki seviyeler,esas olarak düşünmekle ilgilidir.
Hayatı, düşünceden,bilgiden, internet üzerinden, başka insanların söylediklerinden ve düşündüklerinden kavrayabileceğinizi düşünürsünüz bu seviyede. Ve “YARATICI BENLİK”,kendi düşüncelerini geliştirmeye başlar.
Hayal etmeye başlar, fikir sahibi olmaya başlar, sezgilerine daha çok güvenmeye başlar,
doğuştan gelen bilme duyunuza,içsel olarak bilmenize güven duymaya başlar.
“YARATICI BENLİK”, ne yapması gerektiğinin ona söylenmesini beklemek yerine, bir şeyler yaratmayı, sorumluluk almak için
kendiliğinden bir şeyler başlatmayı sever.
Bu seviyede, kendi kendinize motivesinizdir.
Hayatımda, kendi motivasyonumla bir çok şey öğrendim.
Hiç kimse bana bunları yapmamı söylemedi.
Ben bunların hepsini içten gelerek yaptım.
Bu seviyede oldukça fazla bireyselleşme vardır.
Bir huzur hissi vardır ve diğer insanların fikirleri ve görüşleri, daha az önemlidir.
Bu seviyede, başkalarının görüşleri karşısında ”sarsılmayacağım”dır ya da ”yıkılmayacağım”dır,
ya da ”aşağılanmayacağım”,
veya ”incitilmeyeceğim”dir.
Bunlar sadece başkalarının görüşleridir ve benim de kendi görüşlerim vardır.
Başarı ve başarılı insanlar hakkında bir farkındalık vardır.
Sanatın güzelliği ile ilgili bir takdir vardır. Ve iyi işlerin mükemmeliği ile ilgili
bir takdir vardır..
Ve tüm bunlar,sizi yine daha yüksek bir enerjiye ulaştıracaktır.
Tüm bu listelediklerim; takdir, öz sorumluluk,yaratıcı çalışma, hayal gücü, sezgi..
Mesela, sadece dakikalığına gözlerinizi kapatın ve kendinize ait bir şeyi düşünün, kendinize ait bir şeyi hayal edin.
Ve anında daha iyi hissedeceksiniz.
Kelimenin tam anlamıyla kendinizi daha iyi hissedeceksiniz.
Bir sonraki seviyeyi “BAŞARILI BENLİK” olarak adlandırıyorum.
Fakat benim başarı tanımım, dünyadaki başarı tanımından biraz farklı.
Bana göre gerçek başarı, fazla çalışma olmadan, sağlık durumunuzu kötüleşterecek kadar
kendinizi yormadan olur.
Gerçek başarı, içinde zorunluluk olmayan başarıdır.
Bu nedenle, dünyanın başarı tanımı, genellikle içinde zorunluluk barındırır.
“Ben başarılıyım, bu lüks eve ve bu lüks arabaya sahibim!”, peki ama bunları edinmek için ne yaptın?
Nefret ettiğin bir işte çalışmak zorunda mı kaldın? Ve duygularını her zaman
bastırmak zorunda mı kaldın?
Seninle bütünleşmeyen eylemlerde bulunmak zorunda mı kaldın?
Bu gerçek bir başarı değildir.
Başarıda, zorunluluk alanı yoktur.
Gerçek başarı budur ve bu seviyedeki sahip olduğunuz şeydir.
Bağımsız bir başarı vardır.
Çeşitli yeteneklere sahipsinizdir.
Ve bu beceriler, sizden alınamazlar, sizde doğal olarak vardırlar.
Başarınızı sadece ”para para para” üzerinden tanımlamazsınız,
fakat bunun üzerine size para getiren şey, örneğin bu becerilerinizdir.
Paraya odak, aslında düşük bilinç işidir.
Çünkü, bu parayla ilgili değildir,
bu seviyedeki özellikler, parayı asıl oluşturan ve getiren şeyin kendisidir.
Coşkunuz, sevginiz, nezaketiniz, müşteri hizmetiniz, yeteneğiniz, içsel güçleriniz..
Parayı asıl getiren ve çoğaltan, geliştiren şeyler bunlardır..
Sağladığınız, ortaya koyduğunuz değerdir..
Dolayısıyla, para almaya veya müşteri kazanmaya odaklı insanlar,
durumu gerçekten anlamıyorlar.
Onlar aslında bu noktayı tamamen kaçırıyorlar..
Zenginliğe giden, o büyük, seçkin, gizli sırrı kaçırıyorlar..
Ve bunu biliyorum, çünkü son senedir “başarı” öğretiyorum.
Biliyorum ki kişinin paraya olan özel odağı, yanlış yöndedir, hizasızdır.
Bu seviyede, genellikle optimum sağlığa sahip olursunuz,
çünkü yüksek enerji, özellikle hasta olamayacak kadar yoğun olduğunuz için, sağlığınızla birlikte yol alır.
Bir çok hastalığı, aslında ya yorgun olduğunuz için, ya insanların dikkatini çekmek için,
ya da kendi dikkatinizi çekmek için yaratırsınız.
Genellikle optimum finansman,güven ve etki vardır.
Bu seviyedeki insanlar, genellikle daha fazla etkiye sahiptir.
Liderlik vardır, başkalarına destek vardır.
Yani, başkalarını destekleyebilecek kadar yeterli paranız ve yetkin gücünüz vardır.
Ve ne yaparsanız yapıyor olun, yaptığınız şeye karşı genellikle yüksek bir coşku ve yüksek bir tutku vardır.
Kendinizi motive etmeniz veya motivasyon semineri almanız gerekmez.
İçeriden gelen bir tutkuyla dürtülenirsiniz.
Bir sonraki seviye, nezakete, takdire, şükrana odaklı olan ”SEVGİ DOLU BENLİK”tir ve bu benlik ışıldar.
Işıl ışıl parlar ve herkes bunu bilir, herkes bunu görebilir.
Çok sakin, çok huzurlu bir mevcudiyeti vardır, hayatından çok memnundur,
ve diğerlerinin varlığından ve günlük yaşamın olası zorluklarından hiç de rahatsız olmaz, hiç de stres olmaz.
Bu seviyedeki insanlar, her şeyi sadece varlıklarıyla bile aydınlatırlar,
yalnızca varlıkları bile iyileştirir, sakinleştirir.
Daha iyi olabilmek, daha iyi hissedebilmek için, ne söylediklerine bakılmaksızın,
bu insanlarla vakit geçirmek yetecektir.
Ve bazı öğretmenlerin böyle olduğunu görebilirsiniz.
Bazı spiritüel öğretmenler böyledir.
Ne yaptıkları ya da ne söyledikleri önemli değildir, sadece varlıkları bile herşeyi aydınlatır.
Bu kişi spiritüel olarak kaynağa odaklanmıştır,
daha yüksek gerçeğe odaklanmıştır.
Bu kişiyi genellikle bilinçli hareketler ve bilinçli davranışlar uygularken görürsünüz.
Kararsız değildir, telaşlı değildir, oldukça bilinçlidir..
Bir sonraki aşamada, dünya için ilham, güven ve sevgi ışığını paylaşan
‘’PARLAK / IŞIK SAÇAN BENLİK’’ olarak adlandırdığım benliğe sahibiz.
Bir öğretmen, ya da gerçeğin yol göstericisi.
Dünyada fark yaratan biri.
En yüksek iyiliğin, mütevazi bir hizmetlisi.
Burada, dünyevi meselelere veya maddiyata daha az bir ilgi vardır.
Gerçekliğin doğasına, gökyüzüne, yıldızlara, evrene ilgi vardır.
Bu seviyede, hiçbir şey sizi satın alamaz ve birinin sizi onaylaması veya
onaylamaması umurunuzda bile değildir.
Birisinin size belirli bir iş için ne kadar para teklif ettiği umurunuzda değildir.
Tüm umursadığınız; güven, sevgi, şifa, ışık ve yaşama dair daha yüksek bilinçte sorulardır.
Dolayısıyla, burası filozofların, bilgelerin, mistiklerin, aydınlanmış olarak tabir edilen insanların olduğu seviyedir.
Fakat kendilerini nadiren ‘’aydınlanmış’’ olarak adlandırırlar. Başkaları onları böyle adlandırır.
Bunu yapmazlar, mütevazi insanlardır.
‘’Ben aydınlandım’’ veya ‘’Ben şunun ya da bunun ustasıyım’’ diyerek etrafta dolaşmazlar.
Özel bir yetenekleri varsa, evet tabi ki uzman olabilirler.
Ama, gerçekten aydınlanmış olan bir kimse, mütevazi olma ve bunun hakkında konuşmama veya açıkça sergilememe eğilimindedir.
Ve nihayet, fiziksel olarak bedeninizdeyken elde edebileceğiniz en yüksek bilinç seviyelerinden biri olan ‘’ALÂ BENLİK’’ var.
Yine de bu durum, sinir sistemi için genellikle bir parça fazladır, bu nedenle çoğu insan asla bu kadar yükseğe gitmez.
Bu seviye aynı zamanda, ‘’okyanus benlik’’ veya ‘’okyanus bilinci’’ olarak da adlandırılır.
Çok akıcıdır. Gerçeklikler; akıcı, pırıl pırıl ve enerjik olarak algılanır.
Bu, mistik bir konumdur.
Orada bolca mizah, çokça mutluluk ve bol huzur vardır.
Ve, zorlama yerine güç vardır.
Hiçbir şey zorla elde edilemez veya tezahür ettirilemez.
Bu düzeyde, bir şeye başlamak için gerçek bir istek yoktur ve buna bir ihtiyaç da yoktur.
Çünkü ego, birliğin – bütünlüğün içerisinde çözünmüştür.
Ve bu, bu durumdaki bir kişinin benzersiz olmadığı anlamına gelmez,
daima ve son derece eşsizsinizdir.
Ama muhtaç ve ayrılmaz ve yapışık ve isteyen ‘’EGO BENLİK’’ tamamen yok olmuştur.
Böylece, bir önceki seviye; gökyüzüne ve evrendeki yıldızlara çok yakınken,
bu seviye genellikle akışkanlık, veya akış, veya su, veya yağmur
veya nehirler, veya okyanuslar açısından konuşur.
Çünkü gerçekliği böyle algılar.. Masmavi bir okyanusmuşçasına..
Bu konuma, meditasyon yoluyla ulaşılır, zihni durdurarak, odaklanarak,
dua ederek, adanmışlıkla, özveriyle ve bu tür pratiklerle ulaşılabilir..
Ancak, önceki seviyeler birleştiğinde, bu konuma çok daha kolay bir şekilde erişilir, bu bir..
İki; ölümden sonra daha iyi bir yere çıkmak için, hayattayken illa ki bu konuma sahip olmanız gerekmez.
Buna sahip olmak kesinlikle gerekli değil.
Evet, çok güzel, ama genellikle o kadar güzel ki, bu seviyeye eriştiğinizde,
bu dünyaya olan odağınızı ve ilginizi kaybedersiniz.
Ben kendi adıma, bu konumu tecrübe ettim.
Bu nedenle, edindiğim bir miktar bilgiyle, bu enerji seviyeleri hakkında konuşabiliyorum.
Ve aslında aşağıya geri döndüm..
Kasıtlı olarak dünyaya geri döndüm.
Çünkü şuna benziyor, siz de bilirsiniz; eğer bir uçağın içindeyseniz ve aşağı bakıyorsanız,artık Dünya’nın detaylarını
gerçek anlamda algılamazsınız.
Her şey sadece genel tek bir şey haline gelmeye başlar ve arabalar ve evler gerçekten de küçük görünür.
Sonra her şey gayet önemsizleşir..
Eğer dünyaya, aşağı seviyelere kasıtlı olarak geri dönmeseydim, bu videoyu yapamazdım, herhangi bir kitap yazmamış olurdum,
kimseye koçluk yapamazdım.
Çünkü bu artık beni ilgilendirmiyor olurdu..
Sadece “Oh, her şey yolunda” derdim, “Her şey yolunda..”
Biri bana yardım için ya da koçluk için geldiğinde, ben derdim ki; “Her şey yolunda, endişelenme.”
Ve onlar da şöyle olurdu; “Oh, evet ama gerçekten yardıma ihtiyacım var, yardıma ihtiyacım var! ”
Bense derdim ki; ‘’Her şey yolunda, büyük resimde her şey yolunda.” ve bazen bunu söylemek istiyorum da aslında.
Çünkü bu bakış açısından ve bu benlikten, bu seviyeden bakıldığında, her şey gerçekten de yolunda..
Bu yüzden, dünyada etkin bir şekilde işlev görebilmek için, kendinizi yeniden azaltırsınız.
Eğer gerçekten çok yükseğe çıkarsanız, fiziksellikten öylece ayrılma gerçekleşebilir, öylece süzülürsünüz, süzülüp gidersiniz,
mutlulukla süzülür gidersiniz.
Dolayısıyla, bu seviyeler hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız,
size enerji seviyeleri ve bilinç ile ilgili olan, ‘’LEVELS OF ENERGY / ENERJİ SEVİYELERİ’’, ‘’Journeys in Spectral Consciousness’’ ve
‘’Realms of Consciousness’’ isimli üç kitabımı öneririm.
Bunlar, konuyla ilgili olan üç kitabımın isimleri.
Daha da güzeli;
“ENERJİ SEVİYELERİ” adlı ONLINE WORKSHOP’umu öneririm.
Kendi başınıza da yükselebilmeniz için, KİTAPLARDAN BİLE DAHA İLERİ OLAN, özel meditasyonlar ve uygulamalar sağlayan,
bunu birebir deneyimleten..
“ENERJİ SEVİYELERİ” adlı ONLINE WORKSHOP’umu öneririm.
Benim adım Frederick Dodson.
İyi günler dilerim..
KAYNAK : YOUTUBE VİDEO / FREDERİCK DODSON / LEVELS OF SELF
ÇEVİRİ:
BURCU DÜLGEROĞLU YILDIRIM
TÜRKİYE’DE İLK DEFA
FREDERICK DODSON İLE, HAFTA SÜRECEK OLAN
LEVELS OF ENERGY / ENERJİ SEVİYELERİ – FREKANSLAR
ONLINE WORKSHOP’U, 17 HAZİRAN.’DA BAŞLIYOR!
Tüm Detaylara;
web sitemde MAĞAZA bölümünden ulaşıp, satın alabilirsiniz.
AYŞEGÜL DEMİREL, BURCU DÜLGEROĞLU YILDIRIM, BETÜL CEVGİN
ORGANİZASYONUDUR..
Bir yanıt yazın